İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ DOÇ. DR. MURAT MÜCAHİT YENTÜR'ÜN İSTANBUL'UN İŞGALDEN KURTULUŞU'NUN 100. YILI MESAJI

Değerli Meslektaşlarım,

Kıymetli Çalışma Arkadaşlarım:

Medeniyetlerin başkenti, tarihin incisi, kadim şehir İstanbul'umuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılını coşku, mutluluk ve gururla kutluyoruz.

Tarihte birçok medeniyete başkentlik yapmış bu kutlu şehrimiz, Peygamber Efendimiz H.z Muhammed Mustafa (s.a.v)'nin işareti ve övgüsüyle, büyük komutan Fatih Sultan Mehmet Han tarafından 26 Mayıs 1453'te fethedilip, başkent yapılmıştı.

Asırlarca medeniyetimizin tüm dünyada öncülük ettiğiadalet, hoşgörü, ahlak ve nizam idealinin merkezini oluşturan İstanbul; kültür, sanat, tarih ve yönetim merkezi olarak büyük hizmetler vermişti.

İtilaf Devletleri'nin 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul'a girmesiyle başlayan fiili işgal, 16 Mart 1920 tarihinde resmi işgale dönüştü.

Tarihimizde yaşanmış birçok örneği olmakla birlikte, işgalcilere ders vermeyi kendine görev bilen aziz Milletimiz, işgalci güçleri geldikleri gibi göndermiş ve 6 Ekim 1923'te bu işgale son vermiştir.

İstiklal mücadelesi için vatanının bir karış toprağını canından öte bilip, işgalci güçlere ve tüm dünyaya haklı mücadelesinin sonucunu gösteren başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi şükranla, minnetle, yâd ediyoruz.

İstanbul'umuz doğal ve beşeri güzelliklerinin yanında asırlarca dünya medeniyetine başkentlik yapmış, adeta yaşayan kültür ve tarih abidesidir. Bu yaşayan abideyi daha yaşanabilir bir dünyanın da başkenti haline getirmek; biz öğretmenlerin ortak tarih bilincini genç nesillere aktarmasıyla mümkün olacaktır.

Bu vesileyle eğitim ve öğretimde Türkiye Yüzyılı Hedefleri doğrultusunda hep birlikte azim ve sebatla çalışacağız. Müdürlüğümüz bünyesindeki okullarımızın gerçekleştireceği tarihi ve kültürel turlarla çocuklarımızın yaşadıkları bu güzide şehri daha iyi tanıyıp, içselleştirmeleri, süregelen tarihi birikimi anlamlandırmaları için azami gayret edeceğiz.

İstanbul kelimelere, cümlelere, kitaplara sığmayacak kadar büyük ve özel bir şehir. Nice sanatkârın, nice düşünürün, nice yazar ve şairin ilham kaynağı olan bu şehrin bendeki yeri de ayrı ve özel. Dünyada hiçbir şehre bu kadar şiir, bu kadar sıfat ve özellik atfedilmemiştir. Yahya Kemal ne de güzel özetlemiş; 

"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer"

Sadece bir semtini sevmek, tanımak öğrenmek için bile bir ömür biçilen yerdir İstanbul. Bu sebeple İstanbul'u gerçek manasıyla tanımak, bilmek, korumak ve aktarmak hepimizin ortak görevi. Bu görev ve sorumluluk bilinciyle çocuklarımızı geleceğin İstanbul'una hazırlayacak politikalarla, şehrimizi bize emanet eden kahraman milletimize görevimizi yerine getirmiş olacağız.

Sözlerime Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in şu meşhur mısralarıyla son vermeden evvel, İstanbul'umuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıldönümü vesilesiyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal kahramanları olmak üzere, bu güzel vatanı bizlere emanet eden ve onun uğrunda canını ortaya koyan tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. 

Ne Diyor Üstad:

"Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul..."

Kaynak: İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ